aktifhayat.com

Plastik Kirliliği ve İnsan Sağlığı: Mikroplastiklerin Tehditleri

30.12.2024 11:29
Türk bilim insanları, mikroplastiklerin insan sağlığı üzerindeki etkilerini ortaya koyan bir çalışma gerçekleştirdi. Bu çalışma, plastik kirliliğinin boyutlarını ve insan vücuduna giriş yollarını detaylandırıyor.

Plastik Kirliliği ve İnsan Sağlığı: Mikroplastiklerin Tehditleri

Türk bilim insanları tarafından gerçekleştirilen bir çalışma, mikroplastiklerin insan midesinde varlığını sayısal olarak ortaya koydu. Bu çalışma, plastik kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini detaylandırıyor.

Son yıllarda, plastik kirliliği dünya genelinde önemli bir sorun haline geldi. Özellikle mikroplastikler, boyutu 1 mikrometre ile 5 milimetre arasında değişen plastik parçacıkları olarak tanımlanıyor. Bu parçacıklar, insan vücuduna çeşitli yollarla girebiliyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nden bilim insanları, mikroplastiklerin insan sağlığı üzerindeki etkilerini araştırdı ve bu konuda önemli bulgular elde etti.

Mikroplastikler Vücudumuza Hangi Yollarla Giriyor?

İnsan vücudu, gıda ve su alımı, solunum ve cilt teması yoluyla mikroplastiklere maruz kalıyor. Özellikle denizlerde avlanan balıklar ve diğer deniz ürünleri, ağız yoluyla alınan mikroplastik kaynakları arasında yer alıyor. Başta deniz tuzu olmak üzere, birçok gıda maddesi mikroplastik içerebiliyor. Yiyecek-içecek tüketiminde kullanılan plastik ürünler de bu kirliliğin yayılmasına katkıda bulunuyor.

Oral alımın yanı sıra, büyük şehirlerde yaşayan insanların mikroplastiklere solunum yoluyla maruz kaldıkları belirtiliyor. Ayrıca, mikroplastik içeren kozmetik ürünler ve kişisel bakım ürünleri de cilt yoluyla maruziyete neden olabiliyor. Bu durum, mikroplastiklerin insan sağlığı üzerindeki etkilerini artırıyor.

ABD'de Yapılan Çalışmada Nanoplastik Bulundu

ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından desteklenen bir çalışmada, ABD piyasasında en çok satılan 3 su markasının litre başına ortalama 240 bin adet plastik parçacığı içerdiği ortaya kondu. Bu parçacıkların %90'ından fazlasının nanoplastik olduğu tespit edildi. Bu durum, su tüketiminin mikroplastik maruziyetine katkıda bulunduğunu gösteriyor.

Plastik atıkların kaynakları arasında poşet ve ambalajlar, tarımda kullanılan malzemeler ve gıda sektöründe yoğun olarak kullanılan tek kullanımlık plastik ambalajlar yer alıyor. Bu atıklar, denizlerde ve okyanuslarda ciddi kirliliğe neden oluyor.

Okyanuslarda Plastik Kirliliği Tehlikesi

2016 yılında karasal ortamlardan sucul ekosisteme 19-23 milyon ton plastik atığın döküldüğü tahmin ediliyor. Bu atıkların 9-13 milyon tonu okyanuslara ulaşıyor. Eğer plastik üretimi ve atılımı bu hızda devam ederse, 2050 yılına kadar okyanuslarda toplam balık sayısından daha fazla plastik olacağı öngörülüyor.

Nehirlerdeki plastik atıkların %74.5'inin plastik ambalajlardan oluştuğu belirtiliyor. Bu durum, mikroplastiklerin sucul ekosistemlerde yarattığı kirliliğin boyutunu gözler önüne seriyor. Okyanus akıntıları, mikroplastiklerin yayılmasına neden oluyor ve bu durum ekosistem sağlığını tehdit ediyor.

Akdeniz Mikroplastik Kirliliği Açısından Sıcak Nokta

Akdeniz, yoğun insan faaliyetleri nedeniyle mikroplastik kirliliği açısından sıcak nokta olarak tanımlanıyor. Denizlerdeki plastik atıklar, besin zincirine girerek deniz canlılarını olumsuz etkiliyor. Bu kirlilik, turizm ve balıkçılık gibi ekonomik sektörleri de tehdit ediyor.

2020 yılında yapılan bir çalışmada, incelenen 496 balık türünün %65'inde mikroplastik bulunduğu tespit edildi. Plastik atıklar, deniz canlılarının yaşamını tehdit ediyor ve bu durum ekosistem dengesini bozuyor.

Türkiye'de Plastik Kirliliği Sorunları

Marmara Denizi, Ege ve Akdeniz gibi bölgelerde yapılan araştırmalar, mikroplastiklerin deniz suyu ve tortularda yüksek yoğunlukta bulunduğunu ortaya koyuyor. Özellikle kıyısal bölgelerdeki mikroplastik yoğunluğunun, yerleşim yerlerinden ve sanayi bölgelerinden kaynaklanan atıkların etkisiyle arttığı belirtiliyor.

İskenderun Körfezi'nde yapılan çalışmalar, kıyıların mikroplastik kirliliğine ciddi şekilde maruz kaldığını gösteriyor. Bu durum, plajların plastik atıkların birikim alanı haline gelmesine neden oluyor.

Sıfır Atık Projesinin Önemi

Bilim insanları, plastik atık kaynaklı çevre kirliliğiyle mücadele için etkin geri dönüşüm politikaları ve kamu bilincini artırma çalışmalarına ihtiyaç duyulduğunu ifade ediyor. Türkiye'de yıllardır devam eden Sıfır Atık Projesi, bu konudaki başarılarıyla uluslararası camiada önemli bir esin kaynağı olarak görülüyor.

Plastik üretimi, tüketimi ve atık kontrolü konularındaki önlemlerin geliştirilmesi, çevre ve insan sağlığının korunması açısından kritik öneme sahip bulunuyor. Bu nedenle, plastik kirliliği ile mücadelede daha fazla çaba gösterilmesi gerekmektedir.

Bize Ulaşın