aktifhayat.com

Plastik Kirliliği ve İnsan Sağlığı: Mikroplastiklerin Tehditleri

29.12.2024 21:51
Türk bilim insanları tarafından gerçekleştirilen bir çalışma, mikroplastiklerin insan sağlığı üzerindeki etkilerini ortaya koydu. Bu çalışma, plastik kirliliğinin boyutlarını ve insan vücuduna giriş yollarını detaylandırıyor.

Plastik Kirliliği ve İnsan Sağlığı: Mikroplastiklerin Tehditleri

Türk bilim insanları tarafından gerçekleştirilen bir çalışma, mikroplastiklerin insan sağlığı üzerindeki etkilerini ortaya koydu. Bu çalışma, mikroplastiklerin insan midesinde varlığını sayısal olarak tespit etti. Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nden bilim insanları, bu konuda önemli bulgular elde etti. Çalışmanın sonuçları, Forensic Science International dergisinde yayımlandı.

Çalışmanın Önemi

Bu çalışma, mikroplastiklerin insan sağlığı üzerindeki etkilerini ilk kez somut verilerle ortaya koydu. Mikroplastiklerin insan midesinde varlığı, sağlık açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor. Çalışma, plastik kirliliğinin boyutlarını ve insan vücuduna giriş yollarını detaylandırıyor.

Çalışmayı gerçekleştiren bilim insanları arasında Doç. Dr. Sermet Sezigen, Prof. Dr. Sait Özsoy, Prof. Dr. Sedat Gündoğdu ve Prof. Dr. Ahmet Erkan Kıdeyş yer alıyor. Bu araştırma, plastik kirliliği konusunda literatüre önemli bir katkı sağladı.

Mikroplastiklerin Vücuda Girişi

Mikroplastikler, insan vücuduna gıda ve su alımı, solunum ve cilt teması yoluyla girmektedir. Özellikle denizlerde avlanan balıklar ve deniz ürünleri, mikroplastik kaynakları arasında yer alıyor. Ayrıca, bazı yemek tuzları, et ürünleri ve sebzeler de mikroplastik içerebiliyor.

Plastik ürünlerin gıda paketlemesinde kullanılması, mikroplastiklerin gıdalara bulaşmasına neden oluyor. Şişelenmiş sular ve havada asılı kalabilen plastik parçacıklar da insan vücuduna girmektedir. Bu durum, sağlık açısından ciddi riskler taşımaktadır.

Solunum Yolu ile Maruziyet

Özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanlar, mikroplastiklere solunum yolu ile maruz kalmaktadır. Mikroplastik içeren kozmetik ürünler ve kişisel bakım ürünleri de cilt yoluyla maruziyete neden olabiliyor. Bu durum, sağlık sorunlarını artıran bir faktör olarak değerlendirilmektedir.

Mikroplastikler, sindirim sistemine geçtikten sonra mekanik olarak nanoplastiklere dönüşebiliyor. Bu dönüşüm, bağırsak epitelinden geçerek dolaşım ve lenf sistemi aracılığıyla farklı organlara taşınmasına yol açıyor. Bu süreç, insan sağlığı için ciddi tehditler oluşturuyor.

Plastik Atıkların Kaynağı

Plastik atıkların kaynağı, ağırlıklı olarak poşet ve ambalajlar ile gıda sektöründe kullanılan tek kullanımlık plastik ambalajlardır. Ayrıca, balık avcılarının bıraktığı olta ve ağlar da plastik kirliliğinin önemli nedenleri arasında yer alıyor. Bu atıklar, sucul ekosistemlerde ciddi sorunlara yol açmaktadır.

Uzmanlar, 2016 yılında karasal ortamlardan sucul ekosisteme 19-23 milyon ton plastik atığın döküldüğünü tahmin ediyor. Bu atıkların büyük bir kısmı okyanuslara ulaşmakta ve deniz canlıları üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır.

Akdeniz ve Mikroplastik Kirliliği

Akdeniz, yoğun insan faaliyetleri nedeniyle mikroplastik kirliliği açısından sıcak nokta olarak tanımlanıyor. Bu kirlilik, deniz canlılarının yanı sıra turizm ve balıkçılık gibi ekonomik sektörleri de tehdit ediyor. Mikroplastikler, besin zincirine girerek tüm deniz canlılarını olumsuz yönde etkiliyor.

2020 yılında yapılan bir çalışmada, incelenen 496 balık türünün yüzde 65'inin bağırsaklarında mikroplastik bulunduğu tespit edildi. Bu durum, deniz canlılarının sağlığını tehdit eden önemli bir faktördür.

Türkiye'deki Durum

Türkiye'de yapılan araştırmalar, mikroplastiklerin deniz suyu ve tortularda yüksek yoğunlukta bulunduğunu ortaya koyuyor. Marmara Denizi'nde yapılan bir çalışmada, kıyısal bölgelerdeki mikroplastik yoğunluğunun açık deniz bölgelerine göre daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir.

İskenderun Körfezi'nde yapılan çalışmalar, plajların plastik atıkların birikim alanı olarak dikkat çektiğini göstermektedir. Sapanca ve Van göllerinde de mikroplastik kirliliği tespit edilmiştir. Bu durum, iç sulardaki plastik kirliliğinin yaygınlığını ortaya koymaktadır.

Sıfır Atık Projesi

Bilim insanları, plastik atık kaynaklı çevre kirliliği ile mücadele için etkin geri dönüşüm politikaları ve kamu bilincini artırma çalışmalarına ihtiyaç duyulduğunu ifade ediyor. Türkiye'de yıllardır devam eden Sıfır Atık Projesi, bu konudaki başarıları ile uluslararası camiada önemli bir esin kaynağı olmuştur.

Plastik üretimi, tüketimi ve atık kontrolü konularındaki önlemlerin geliştirilmesi, çevre ve insan sağlığının korunması açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, plastik kirliliği ile mücadelede daha fazla çaba gösterilmesi gerekmektedir.

Bize Ulaşın